7 Temmuz 2013 Pazar

BONO CİRANTALARINA VADEDEN İTİBAREN 2 İŞ GÜNÜ İÇERİSİNDE PROTESTO ÇEKİLMEMİŞSE CİRANTALARA KARŞI TAKİP YAPILAMAZ.

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/934
K. 2006/6851
T. 22.6.2006

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 
KARAR : Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı olarak takibe geçtiğini, oysaki senette müvekkilinin lehtar ciranta konumunda olduğunu ve senedin protesto edilmediğini, bu nedenle müvekkili cirantaya yönelik talep olamayacağı gerekçesi ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. 
Davalı vekili, dava konusu senedin davacının borcu nedeni ile verildiğini, buna ilişkin olarak 14.07.2004 tarihli protokol düzenlendiğini öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava konusu senedin davacı tarafından davalıya ciro edildiği, 14.07.2004 tarihli protokolde senedin ne amaçla verildiğinin yazılı olduğu, protokolün davacı ile dava dışı senet borçlusu N. arasında düzenlendiği, davalının ciranta olduğu, davacının senedin bedelsiz kaldığının HUMK.'nun 288. maddesi uyarınca yazılı delille ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, senetten dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkindir. Kural olarak alacak iddiasında bulunan bu alacağını kanıtlamak durumundadır. Somut olayda davacı borçlu senedi ciro eden lehtar, davalı ise bu ciro ile senedi iktisap eden hamil konumundadır. TTK'nun 690. maddesi yollaması ile bonolar hakkında da uygulama olanağı olan aynı yasanın 642. maddesi uyarınca bonoda hamil tarafından ciranta aleyhine takip yapılabilmesi için ödememe protestosunun çekilmesi gerekir. Protestonun çekilmemesi müracaat hakkının kaybına yol açar, bu süre hak düşürücü nitelikte olduğu için hakim tarafından re'sen dikkate alınması gerekir. 
Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı biçimde davanın reddinde isabet görülmemiştir. 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 
KARAR : Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı olarak takibe geçtiğini, oysaki senette müvekkilinin lehtar ciranta konumunda olduğunu ve senedin protesto edilmediğini, bu nedenle müvekkili cirantaya yönelik talep olamayacağı gerekçesi ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. 
Davalı vekili, dava konusu senedin davacının borcu nedeni ile verildiğini, buna ilişkin olarak 14.07.2004 tarihli protokol düzenlendiğini öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava konusu senedin davacı tarafından davalıya ciro edildiği, 14.07.2004 tarihli protokolde senedin ne amaçla verildiğinin yazılı olduğu, protokolün davacı ile dava dışı senet borçlusu N. arasında düzenlendiği, davalının ciranta olduğu, davacının senedin bedelsiz kaldığının HUMK.'nun 288. maddesi uyarınca yazılı delille ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, senetten dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkindir. Kural olarak alacak iddiasında bulunan bu alacağını kanıtlamak durumundadır. Somut olayda davacı borçlu senedi ciro eden lehtar, davalı ise bu ciro ile senedi iktisap eden hamil konumundadır. TTK'nun 690. maddesi yollaması ile bonolar hakkında da uygulama olanağı olan aynı yasanın 642. maddesi uyarınca bonoda hamil tarafından ciranta aleyhine takip yapılabilmesi için ödememe protestosunun çekilmesi gerekir. Protestonun çekilmemesi müracaat hakkının kaybına yol açar, bu süre hak düşürücü nitelikte olduğu için hakim tarafından re'sen dikkate alınması gerekir. 
Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı biçimde davanın reddinde isabet görülmemiştir. 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder