10 Temmuz 2013 Çarşamba

ÇEK ÖDEME VASITASIDIR. AKSİ YAZILI DELİLLE İSPATLANMALIDIR.

T.C. YARGITAY

19.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/3206
Karar: 2010/13275
Karar Tarihi: 24.11.2010

ÖZET: Çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Dava konusu çekin kural olarak satışa konu malların teslimi nedeniyle oluşan borcun ödenmesi amacıyla verildiği yolundaki karinenin aksini iddia eden davacının bu yöndeki iddiasını kesin delillerle kanıtlaması gerekir. Somut olayda ispat külfeti davacı taraftadır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.

(818 S. K. m. 182) (1086 S. K. m. 288) (2004 S. K. m. 72)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı vekili, müvekkilinin davalıya avans olarak 5 adet toplam 75.000.-YTL bedelli çek verdiğini, müvekkilinin davalıya 2.573.81.-YTL dışında borcu olmadığı halde davalının çeklerinin bedelleri kadar kendini alacaklı göstermek için teslim etmediği mallara ilişkin faturalar düzenlediğini, müvekkilinin faturalara itiraz ettiğini, davalının çeklerden dört adedini toplam 60.000.-YTL üzerinden icra takibine koyduğunu ileri sürerek toplam 75.000.-YTL bedelli beş adet çekten dolayı davalıya 2.573,81.-YTL borçlu olunduğunun tespitine, icra takibinin 57.426,19.-YTL'lik kısmının iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili çekin ödeme vasıtası olduğunu, mevcut bir borcun tasfiyesi için çeklerin davalı tarafından verildiğini, davaya konu çeklerin ödenmesinin teminatı olarak müvekkili ile davacı arasında 02.06.2006 tarihli borç ve rehin sözleşmesi yapıldığını beyan ederek davanın reddini savunmuş, % 40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda faturanın tek başına alacağın varlığını gösteren bir belge olmayıp, faturaların dayanağı olarak düzenlenen sevk irsaliyelerinin de imzasız olduğu, davalının malların teslim edildiğini gösterir yasal belge sunamadığı, davalı vekilinin davacıya yemin teklif etmeyeceklerini beyan ettiği, faturalardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 5 adet toplam 75.000.-YTL bedelli çekten dolayı davacının davalıya 72.426.19.-YTL borçlu olmadığının tespitine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava konusu çeklerin taraflar arasındaki mal alım satımı nedeniyle davacı tarafından davalıya verildiği tarafların kabulündedir. Ancak davacı çekler karşılığında teslim edilmesi gereken malların teslim edilmediğini iddia etmiş, davalı ise malların davacıya teslim edildiğini savunmuştur.

BK.'nun 182/2. maddesi uyarınca <hilafına adet veya mukavele mevcut değil ise satıcı ve alıcı borçlan aynı zamanda ifa etmekle mükelleftir.> Çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir. Hal böyle olunca dava konusu çekin kural olarak satışa konu malların teslimi nedeniyle oluşan borcun ödenmesi amacıyla verildiği yolundaki karinenin aksini iddia eden davacının bu yöndeki iddiasını kesin delillerle kanıtlaması gerekir. Başka bir anlatımla somut olayda ispat külfeti davacı taraftadır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.11.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder