7 Temmuz 2013 Pazar

KİRA KONTRATINDAKİ ŞARTLAR KONTRATA İMZA KOYMAMIŞ ALT KİRACIYI KİRALAYAN AÇISINDAN BAĞLAMAZ.

T.C. YARGITAY

6.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/8072
Karar: 2010/2861
Karar Tarihi: 16.03.2010

ÖZET: Kira sözleşmesindeki şartlar geçerli olup, sözleşmenin taraflarını bağlar. Davalı ise, sözleşmenin tarafı olmayıp, dinlenen tanık beyanlarına göre, kiralananı fiilen kullanan kişidir. Bu itibarla, sözleşmeye dayalı olarak istenilen kalemlerden, özellikle, kira parası ve ortak gider bedelinden sorumlu tutulması düşünülemez. 

(818 S. K. m. 248, 256, 257)

Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda gün ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar davalılar tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: Uyuşmazlık, 9.910 TL, ıslah dilekçesi ile de toplam 15.847 TL kira ve ortak gider alacağı ile hor kullanma tazminatının tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 4.900 TL kira parası, 610 TL ortak gider bedeli ve 8.437 TL hor kullanma tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik olmamasına göre temyiz eden davalı B. H.’in temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davalı S. H.’in temyiz itirazlarına gelince;

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı B. H.’in kiralananda 28.08.2006 günlü sözleşme ile kiracı olduğunu, ancak kiralanan dairenin kiracının kardeşi sair davalı S. H. tarafından kullanıldığını, sözleşmenin özel 11. maddesi gereğince sözleşmenin sona ermesinden iki ay önce tarafların yazılı ihbarda bulunmaması halinde sözleşmenin bir yıl daha uzamış sayılacağını, davalının bu konuda bir ihbarda bulunmaması sebebiyle sözleşmenin yenilendiğini, buna karşın Ağustos 2007 ayı kirasının ödenmediğini, bu biçimde sözleşmenin özel 4. maddesi gereğince sair aylar kirasının da muaccel hale geldiğini, yine davalı kiracının sözleşmenin yenilenmesinden sonra davacıya hiç haber vermeden kiralananı terk etmesi sebebiyle sözleşme sonuna kadar olan kira paralarından sorumlu olduğunu, dairenin yedi bekar öğrenci tarafından kullanıldığını ve pek çok hasar ve zayiat verildiğini, davacının sözleşme ile davalı kiracının sorumluluğunda olan Ocak-Ağustos 2007 ayları arası ortak giderleri de ödemek zorunda kaldığını belirerek, fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 9.910 TL kira ve ortak gider alacağı ile hor kullanma tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 12.09.2008 günlü ıslah dilekçesi ile taleplerini 15.847 TL olarak ıslah etmiştir. Davalılar duruşmalara gelmemiş ve bir savunmada bulunmamışlardır.

Davada dayanılan ve hükme esas alınan 28.08.2008 başlangıç ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme davacı ile davalı B. H. arasında düzenlenmiş, sözleşmenin özel şartlar bölümü 1. maddesinde kiracının taşınmazı amacı dışında kullanamayacağı, kısmen ya da tamamen devir ve ciro edemeyeceği, bir başkasının istifadesine sunamayacağı, 5. maddesinde taşınmaza ilişkin olan elektrik, su ve aidat giderleri ile ÇTV’nin taşınmazı kiraladığı andan tahliye ettiği ana kadar kiracıya ilişkin olacağı, özel şartlar bölümü 11. maddesinde kira sözleşmesinin bir senelik olup kontratın sona ermesinden iki ay önce tarafların yazılı olarak ihbarda bulunmamaları halinde kontratın bir yıl daha uzamış ve yenilenmiş olacağı kararlaştırılmıştır. Bu şartlar geçerli olup sözleşmenin taraflarını bağlar. Kira sözleşmesi, bir bedel karşılığında geçici bir süre için başkasına ilişkin taşınır ya da taşınmaz malın kullanılmasını sağlayan karşılıklı edimler içeren ve taraflar için kişisel hak doğuran anlaşma olarak tanımlanır ve karşılıklı iradelerin birleşmesi ile oluşur. Davalı S. H. ise sözleşmenin tarafı olmayıp dinlenen tanık beyanlarına göre kiralananı fiilen kullanan kişidir. Bu itibarla sözleşmeye dayalı olarak istenilen kalemlerden özellikle kira parası ve ortak gider bedelinden sorumlu tutulması düşünülemez. Kiralananı fiilen kullanmış olması davalı kiracının yukarıda belirtilen sözleşmenin özel 1. maddesine aykırı davranmasının sonucu olup bu davalı tarafından kiralanana bir zarar verilmesi söz konusu olsa bile davacı bu konuda ancak sözleşmenin tarafı olan davalı kiracıdan tazminat talep edebilir. Kiracının ise fiilen zarar verene rücuu hakkından söz edilebilir. Uyuşmazlığın sözleşme hükümlerine göre çözülmesi gerektiğinden davalı S. H. hakkında açılan davanın reddi gerekirken hüküm altına alınan alacak kalemlerinden davalı kiracı ile birlikte sorumlu tutulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda (2) no’lu bentte yazılı sebeplerle BOZULMASINA, istem halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder