10 Temmuz 2013 Çarşamba

TAKİBİN DURMADIĞI MENFİ TESPİT DAVALARINDA TAZMİNATA HÜKMEDİLEMEZ.

T.C. YARGITAY

19.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/7997
Karar: 2011/2795
Karar Tarihi: 03.03.2011

ÖZET: İcra dosyası hakkında tedbir kararı verilmediği ve davalı alacaklının alacağını tamamen tahsil etmesine rağmen, davacı borçlu hakkında İİK.nun 72/4. maddesi uyarınca tazminata karar verilmesi doğru değildir.

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince duruşmasız, davacı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, miktar itibariyle bu istemin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine senede dayalı olarak takibe geçtiğini, icra hukuk mahkemesinde imzaya itiraz edildiğini, ancak Adli Tıp Raporu ile imzanın müvekkiline ait olduğunun tespit edilmesi üzerine müvekkilinin kime ne zaman senet verdiğini araştırmaya başladığını ve oğlu B.’yı davalı şirket müdürü olan dava dışı A. Ç. aracılığı ile dershaneye kaydettirirken, adı geçen dava dışı A. Ç. dershane kayıtlarında veli olarak göründüğünü, dershanenin teminat olarak senet istemesi sonucu müvekkilinin de vade ve miktar kısmı boş olan bir senet verdiğini, dershaneye borç ödenmeyince senedin dava dışı A. Ç. tarafından geri alınıp boş kısımlarını doldurduktan sonra takibe konulduğunu, senedin bedelsiz kaldığını, taraflar arasında borç doğurucu herhangi bir ilişki bulunmadığını, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, taraflar akraba olup, müvekkili şirket sahibi dava dışı A. Ç. tarafından davacıya borç verilip, karşılığında dava konusu senedin düzenlendiğini, davacının iddiasını yazılı delille isbat etmesi gerektiğini, müvekkilinin senet nedeni ile alacaklı olduğunu öne sürerek davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.

Davacı vekili, 21.2.2006 tarihli dilekçesi ile davanın istirdat davasına dönüştürülmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalının senede dayalı olarak davacı hakkında takibe geçtiği, davacının senede karşı olan iddiasını yazılı delille isbat edemediği gibi, yemin deliline de dayanmadığından davanın reddi ile davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1 - Dosyadaki yazılara ararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2 - İcra dosyası hakkında tedbir kararı verilmediği ve davalı alacaklının alacağını tamamen tahsil etmesine rağmen, davacı borçlu hakkında İİK.nun 72/4. maddesi uyarınca tazminata karar verilmesi doğru değildir.

3 - Davalı vekilinin temyiz itirazına gelince; mahkemece, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına 1.636.20.-TL vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, eksik vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 03.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder