7 Temmuz 2013 Pazar

ŞİKAYET YOLUYLA HACİZ KALDIRILTILMIŞSA ARTIK İSTİHKAK DAVASI AÇILMASINDA HUKUKEN GEÇERLİ BİR HAK YOKTUR.

T.C. YARGITAY

17.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/5123
Karar: 2010/3260
Karar Tarihi: 08.04.2010

ÖZET: Dava, üçüncü kişinin, finansal kiralama sözleşmesine dayanarak açtığı istihkak davası niteliğindedir. Kiralayan, aynı dava konusu ile ilgili hem şikayet yoluna başvurmuş, hem de istihkak davası açmıştır. Şikayet başvurusu üzerine işin esası hakkında verilen karar, istihkak davası açıldıktan sonra, ancak hüküm verilmeden önce kesinleşmiştir. Yargılama aşamasında ortaya çıkan bu durum nedeni ile dava konusuz kaldığından sonuç itibarı ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

(2004 S. K. m. 96) (3226 S. K. m. 19)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı üçüncü kişi ile davalı alacaklı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı (üçüncü kişi) vekili, Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğü’nün 2004/9584 Esas sayılı dosyasında, 26.08.2004 günü haczedilip, 10.09.2004’de muhafaza altına alınan bir kısım menkulün, Beyoğlu 24. Noterliği’nin 25.03.2003 gün, 6769 sayılı finansal kiralama sözleşmesi kapsamında davacı üçüncü kişiye aitken kiracı sıfatı ile takip borçlusunun kullanımına bırakılan mallar olduğunu, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde haczedilmezlik şikayetinde bulunduklarını, buna rağmen Küçükçekmece İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2004/277 sayılı takibin devamı kararı ile istihkak davası açmak üzere kendilerine süre verildiğini, aynı mahcuzlarla ilgili haczedilmezlik şikayetlerinin kabulü yönünde kesin hüküm bulunduğunu belirterek istihkak iddiasının kabulü ile memurluk işleminin iptaline ve mülkiyeti davacıya ait ekipman üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı (alacaklı) vekili, öncelikle istihkak iddiasının süresinde yapılmadığını, haczin ödeme emrinin de tebliğ edildiği, borçlunun ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapıldığını, İİK.nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, haciz sırasında borçlunun mahcuzların üçüncü kişiye ait olduğuna dair bir belgeyi sunamadığını, üçüncü kişinin dayandığı finansal kiralama sözleşmesinin geçerli olduğunun kanıtlanamadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunurken, 03.03.2005 günlü oturumda ise leasing kapsamında kalan mallar varsa, bunlar üzerindeki haczin kaldırılmasına itirazlarının olmadığını belirtmiştir.

Davalı (borçlu) vekili, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.

Mahkemece toplanan delillere göre; süre aşımından davanın reddine ilişkin verilen karar, Yargıtay yüksek 21. Hukuk Dairesi’nin 30.10.2007 gün, 15272-19310 sayılı ilamı ile <davanın süresinde açılmış olması nedeni ile işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği> gerekçesi ile bozulmuş, uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda bu kez <Mahkememizin 12.10.2005 gün, 1275-1659 sayılı ilamı ile üçüncü kişinin dava konusu mahcuzlar üzerindeki istihkak iddiasının kabulüne ve haczin kaldırılmasına karar verildiği, böylece davanın konusuz kaldığı, buna rağmen davayı takip eden üçüncü kişinin yargılama giderlerinden sorumlu olduğu> gerekçesi ile konusuz kalan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, alacaklı vekili yararına vekalet ücreti takdir edilip edilmediği konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş; hüküm, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden davacı üçüncü kişi vekili ve sadece vekalet ücreti yönünden davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1. Dava, üçüncü kişinin, finansal kiralama sözleşmesine dayanarak İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı <istihkak> davası niteliğindedir.

Finansal kiralama sözleşmesine konu eşyaların haczedilmesi halinde kiralayanın, 3226 sayılı Kanunu’nun 19/2. maddesi kapsamında şikayet yoluna başvurma imkanının yanında İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca istihkak davası açma olanağı da bulunmaktadır. Seçimlik hakkı bulunan üçüncü kişi dilediği hukuki yola başvurabilir.

Somut olayda kiralayan, aynı dava konusu ile ilgili hem şikayet yoluna başvurmuş, hem de istihkak davası açmıştır.

Şikayet başvurusu üzerine işin esası hakkında verilen karar, istihkak davası açıldıktan sonra, ancak hüküm verilmeden önce kesinleşmiştir. Yargılama aşamasında ortaya çıkan bu durum nedeni ile dava konusuz kaldığından sonuç itibarı ile karar verilmesine yer olmadığına karar vermek yerine yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır.

Öte yandan, davanın konusuz kalması halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti, davanın açılmasına neden olan tarafa yüklenmelidir.

Somut olayda belirtilen kural uyarınca gerekli değerlendirme yapılmadan, vekalet ücreti yönünden noksan, yargılama giderleriyle ilgili de yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olmuştur.

2. Bozma neden ve şekline göre, diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.

Sonuç: Davacı (üçüncü kişi) Halk Finansal Finansal Kiralama A.Ş. vekili ile davalı alacaklı Lider Factoring A.Ş. vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3. kişi ile davalı alacaklıya geri verilmesine 08.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder